عَنِ الشَّعْبِيِّ قَالَ: لَمَّا مَرِضَتْ فَاطِمَةُ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهَا أَتَاهَا أَبُو بَكْرٍۨ الصِّدِّيقِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ فَاسْتَأْذَنَ عَلَيْهَا فَقَالَ عَلِيٌّ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ: يَا فَاطِمَةُ! هٰذَا أَبُو بَكْرٍ يَسْتَأْذِنُ عَلَيْكِ. فَقَالَتْ: أَتُحِبُّ أَنْ أٰذَنَ لَهُ؟ قَالَ: نَعَمْ. فَأَذِنَتْ لَهُ، فَدَخَلَ عَلَيْهَا يَتَرَضَّاهَا وَقَالَ: وَاللّٰهِ مَا تَرَكْتُ الدَّارَ وَالْمَالَ وَالْأَهْلَ وَالْعَشِيرَةَ إِلَّا لِابْتِغَاءِ مَرْضَاةِ اللّٰهِ وَمَرْضَاةِ رَسُولِهِ وَمَرْضَاتِكُمْ أَهْلَ الْبَيْتِ. ثُمَّ تَرَضَّاهَا حَتّٰى رَضِيَتْ
87.HADİS
Şa’bî’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Fâtımâ (r.anhâ) hastalandığı zaman Ebû Bekir Sıddîk (r.a.) (ziyaretine) geldi. (İçeri girmek için) izin istedi. (Bunun üzerine) Ali (r.a.): “Ey Fâtımâ, bu (gelen) Ebû Bekir’dir. (Yanına gelmek için) izin istiyor” dedi. (Fâtımâ): “Ona izin vermemi ister misin?” dedi. (Ali): “Evet!” dedi. (Fâtımâ da) ona izin verdi. (Ebû Bekir) onun rızasını istemek üzere yanına girdi ve: “Allah’a yemin olsun ki, evi, malı, aileyi ve aşireti, yalnızca Allah’ın rızasını, Rasûlü’nün rızasını ve siz Ehl-i Beyt’in rızasını kazanmak için terk ettim” dedi. Sonra ondan rızasını talep etti. Nihayet (Fâtımâ, ondan) razı oldu… (Beyhakî, Sünen-i Kübrâ, Kasmu’l Fey’i ve’l Ğanîme)