عَنْ جَابِرٍ رَضِيَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: “وَإِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ” فَقَالَ: اَلنُّجُومُ أَمَانٌ لِأَهْلِ السَّمَاءِ فَإِذَا ذَهَبَتْ أَتَاهَا مَا يُوعَدُونَ، وَأَنَا۬ أَمَانٌ لِأَصْحَابِي مَا كُنْتُ فَإِذَا ذَهَبْتُ أَتَاهُمْ مَا يُوعَدُونَ، وَأَهْلُ بَيْتِي أَمَانٌ لِأُمَّتِي فَإِذَا ذَهَبَ أَهْلُ بَيْتِي أَتَاهُمْ مَا يُوعَدُونَ
82.HADİS
Câbir (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.): “Şüphesiz o, kıyametin (kopacağının) bir bilgisidir.” (ez-Zuhruf, 43/61) (âyetini okudu) ve şöyle buyurdu: “Yıldızlar sema ehli için bir emniyettir. (Yıldızlar) gittiği zaman (semaya) vaadolunan şey gelir. Ben de (hayatta) olduğum müddetçe Ashâbım için bir emniyetim. Ben (vefat edip) gittiğim zaman (Ashâbıma) vaadolunan şey gelir. Ehl-i Beytim de ümmetim için bir emniyettir. Ehl-i Beytim gittiği zaman (ümmetime) vaadolunan şey gelir…” (Hâkim, Müstedrek, Tefsir)