Dâru’l-harpte İslam’ı kabul etmiş fakat henüz Müslüman ülkesine hicret etmemiş, o ülkenin vatandaşı olan kimse ile bir Müslümanın faizli muamelede bulunması caiz midir?

SORU: Dâr-u harpte İslam’ı kabul etmiş fakat henüz Müslüman ülkesine hicret etmemiş, o ülkenin vatandaşı olan kimse ile bir Müslümanın faizli muamelede bulunması caiz midir?

CEVAP:

Bu hususta Hanefi mezhebinde iki görüş vardır.

1- İmam Âzam’a göre dâr-u harpte İslâmiyet’i kabul etmiş lakin henüz Müslüman ülkesine hicret etmemiş olan o ülke vatandaşı Müslümanın durumu, faizli muamele hususunda o ülkede yaşayan gayr-i Müslim vatandaşın durumu gibidir. Yani Müslüman ülkesinden oraya giden bir Müslümanın, o Müslümanla yapmış olduğu akitlerde faiz cari değildir, faizli muamelede bulunmak caizdir. İmam Ebû Hanife’nin delili şudur: O ülkede kaldığı müddetçe o ülkenin vatandaşı Müslümanın malı masum değildir, değer taşımamaktadır. Müslüman tarafından telef edilirse ödenmez. Ama Müslüman bir ülkeye hicret eder ve daha sonra tekrar oraya dönecek olursa faiz cari olur, bu durumda bu Müslümanla faizli muamelede bulunmak ittifakla caiz değildir…

Aynı şekilde o ülkenin vatandaşlarından iki kişi Müslüman olsalar ve İslâm ülkesine hicret etmeseler onlar arasında da faiz diye bir şey söz konusu olmaz…

2- İmam Ebû Yusuf’la İmam Muhammed bu meselede Ebû Hanife’ye muhalefet etmişlerdir. Onlara göre böyle bir kimseyle faizli muamelede bulunmak caiz değildir. O Müslümanın hem canı, hem de malı masumdur. Değeri vardır. Müslüman tarafından telef edildiği takdirde de ödenmesi gerekir…

(İbn-i Âbidîn, Fetevây-i Hindiyye, Hukûk-u İslâmiye Kâmusu, Lübâb fî Şerhi’l-Kitâb, Hidâye, İhtiyâr, Mültekâ/Mevkûfât, Tebyînü’l-Hakâik Şerhu Kenzü’d-Dekâik, İnâye Şerhu’l-Hidâye, Fethu’l Kadîr, Düreru’l Hukkâm Şerhu Ğuraru’l Ahkâm, Bahru-Râik Şerhu Kenzü’d-Dekâik ve Mecmeu’l-Enhur Şerhu Mültekâ’l-Ebhur)

 

Bu yazı yorumlara kapalı.