Oruçlu kimsenin erkek-kadın sakız çiğnemesinin hükmü nedir? Hangi tür sakızı çiğnemek oruçluya mekruh olur ve hangi tür sakızı çiğnemek orucu bozar? Oruç olmadıkları zaman erkeklerin veya kadınların sakız çiğnemesinin hükmü nedir? Oruçlu kimsenin hanımını öpmesinin, ona dokunmasının, sarılmasının, erkek ve kadının çıplak olarak tenasül yerlerini birbirine temas ettirmesinin hükmü nedir? Oruçlu kimsenin hanımının dudaklarını emmek sureti ile şiddetli öpmesinin hükmü nedir?

SORU: Oruçlu kimsenin erkek-kadın sakız çiğnemesinin hükmü nedir? Hangi tür sakızı çiğnemek oruçluya mekruh olur ve hangi tür sakızı çiğnemek orucu bozar? Oruç olmadıkları zaman erkeklerin veya kadınların sakız çiğnemesinin hükmü nedir? Oruçlu kimsenin hanımını öpmesinin, ona dokunmasının, sarılmasının, erkek ve kadının çıplak olarak tenasül yerlerini birbirine temas ettirmesinin hükmü nedir? Oruçlu kimsenin hanımının dudaklarını emmek sureti ile şiddetli öpmesinin hükmü nedir?

CEVAP:

(Başkası tarafından) çiğnenmiş, çiğnem olan (yani ağızda çiğnenecek hale getirilmiş) ve beyaz olan sakızı çiğnemek (tenzihen) mekruhtur. Özürsüz bir şeyi tatmak ve çiğnemek meselesine sakız da dâhil olduğu halde, Musannıf’ın sakızı ayrıca zikretmesi, sakız çiğnemedeki özür (mevzusunun) açık olmadığından dolayıdır. Musannıf sakız çiğnemenin ehemmiyetinden dolayı (sakız çiğnemenin mekruh olduğunu) özürsüz mutlak olarak zikretmiştir. Ben (İbn-i Âbidîn) derim ki: (Sakızı ayrıca zikretmek gerektiğinin sayılan sebeplerinin yanı sıra şu da var ki); sakız çiğnemek (halk arasında) âdet olmuştur. (İnsanlardan) bilhassa kadınlar sakız çiğnerler. Çünkü sakız kadınların misvakıdır. Binaenaleyh bu bir özürdür sanılarak oruç iken de sakız çiğnemenin mekruh olmadığı zannına düşülebilir (ki işte bu nedenden dolayı sakız çiğnemenin hükmü ayrıca ele alınmıştır).

Şarih (çiğnenmesi mekruh olan sakızı) “beyaz, çiğnenmiş ve çiğnem” diye kayıtlamış/şarta bağlamıştır çünkü kara sakız, (başkası tarafından) çiğnenmemiş ve çiğnem olmayan (yani ağızda çiğnenecek hale getirilmemiş) olan sakızın kırıntıları mideye gideceği için (bu sakızları çiğnemek orucu bozar), (şöyle ki, zira beyaz sakız ağızda erimez lakin siyah sakız ağızda erir, keza başkası tarafından çiğnenmemiş olan sakız oruçlunun ağzında parçalanıp midesine gider ancak başkası tarafından çiğnenmiş olursa ağızda parçalanmaz.) (Kısaca, çiğnenmesi mekruh olan sakızın tadı olmaması, ağızda erimemesi ve herhangi bir şekilde ağızda dağılmaması her halükarda şarttır, aksi takdirde oruç bozulur).

İmam Muhammed bu meseleyi mutlak zikretmiştir (yani yukarıda zikredildiği gibi sakızlar arasında bir ayırım yapmadan mutlak olarak sakız çiğnemenin mekruh olduğunu söylemiştir), ancak Kemal (b. Hümam, İmam Muhammaed’in bu kavlini) müteahhirîn Ulemaya uyarak (onların dediği gibi sakızlar arasında ayırım yapan) manaya yorumlamış/hamletmiş (ve şöyle) demiştir: “Çünkü çiğnem halindeki sakız yüzde yüz mideye varmamakla ta’lîl edilmiştir/illetlendirilmiştir (yani orucu bozmamasının illeti mideye ulaşmamasıdır). Eğer (oruçlunun çiğnediği sakız) âdeten/genellikle (bir cüzü) mideye ulaşan şeylerden olursa, orucun bozulduğuna hükmedilir, zira (böyle bir sakızı çiğnemek), (ağza alınıp da mideye gittiği) kesinlikle bilinen gibidir.”

Oruç (olmadıkları zaman) erkeklerin sakız çiğnemesi (tahrimen) mekruhtur. Çünkü delil yani kadınlara benzeme, (erkekler) hakkında itirazsız kerahiyeti gerektirir. Zâhire göre buradaki kerahet, kerahet-i tahrîmiyyedir. Ancak bir özürden dolayı tenha/yalnız/kapalı bir yerde çiğneyebilirler. Fakat (erkeklerin sakız çiğnemesinin) mübah olduğunu söyleyen de vardır ki bunu söyleyen Fahrulislam’dır. O şöyle demiştir: “İmam Muhammed’in kavlinde, (sakız çiğnemenin) oruçlu olmayana mekruh sayılmadığına işaret vardır. Lâkin erkeklerin bunu terk etmesi müstehaptır. Ancak (erkeğin) ağzının kokması gibi bir özrü olursa (o takdirde çiğnemesi mübahtır).”

Oruç (olmadıkları zaman) kadınların sakız çiğnemeleri müstehaptır. Çünkü bu onların misvakıdır. Zira Kadınların bünyeleri zayıftır. Olur ki bünyeleri misvaka tahammül edemeyebilir ve misvakın diş etleri ile dişlerine zarar vermesinden korkulabilir.

Oruç iken, meninin inmesinden veya cima etmekten emin olmayan kimsenin öpmesi, dokunması, sarılması/sarmaş dolaş olması ve fahiş mübaşeret –bu da karı-kocanın çırılçıplak birbirlerine sarılıp erkek ve kadının tenasül yerlerinin birbirine değmesidir- ki bunlar (tenzihen) mekruhtur.

es-Sirâc sahibi, kadının dudaklarını emmek sureti ile fahiş/şiddetli öpmenin mutlak surette, yani (kendinden) emin olsun olmasın (tenzihen) mekruh olduğunu kesinlikle ifade etmiştir.

(Oruç iken, meninin inmesinden veya cima etmekten emin olan kimsenin öpmesi, dokunması, sarılması/sarmaş dolaş olması ve fahiş mübaşerette) bulunmasında bir beis/zarar/fenalık yoktur. “Emin olursa beis yoktur” cümlesinden anlaşılıyor ki, evlâ olan (bunların) yapılmamasıdır. Lakin el-Fetih sahibi şöyle demiştir: “Buharî ile Müslim’de rivayet olunduğuna göre, “Rasûlullah (s.a.v) oruçlu iken öper ve kucaklar idi.” Ebû Dâvûd ceyyid bir isnatla Ebû Hureyre’den rivayet etmiştir ki, “bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e oruçlunun sarılmasını sormuş da ona ruhsat vermiş, başka biride gelip (keza Rasûlullah (s.a.v)’e oruçlunun sarılmasını sormuş) ona da bunu yasak etmişti.” Bakmışlar ki ruhsat verdiği şahıs ihtiyar, yasak ettiği ise genç imiş.”

(Yukarıda zikredilen bu yerlerdeki kerahet, kerahet-i tenzihiyyedir). (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)