Mükellef bir kimse, Ramazan veya Bayram hilalini görür de bu sözü şer’î bir delil ile reddedilirse, bu kimse ne yapar? Hilali gören bu kişinin kendisi o gün oruç tutmazsa hükmü ne olur?

SORU: Mükellef bir kimse, Ramazan veya Bayram hilalini görür de bu sözü şer’î bir delil ile reddedilirse, bu kimse ne yapar? Hilali gören bu kişinin kendisi o gün oruç tutmazsa hükmü ne olur?

CEVAP:

Mükellef bir kimse, Ramazan (ayının başlangıcını gösteren hilali) veya (Ramazan) Bayramının hilalini görür de bu sözü şer’î bir delil ile reddedilirse, o gün mutlak surette oruç tutması vaciptir (farz değildir). Bazıları ise “bu durumda oruç tutması menduptur” demişlerdir.

Hasan, İbn-i Sîrîn ve Atâ, “böyle bir kimse ancak hükümet reisi/devlet başkanı ile birlikte oruç tutar” demişlerdir.

Burada “mükellef”’ten murad; fâsık bile olsa, akıllı, baliğ olan Müslüman’dır. Binaenaleyh, hilali gören çocuk veya deli ise bu durumda oruç tutmak onlara vacip değildir. “Mükellef” tabiri hükümdar/devlet başkanını da kapsamaktadır. Devlet başkanı da keza yalnız başına hilali görürse, (sair mükelleflerde olduğu gibi) halka oruç tutmalarını veya tutmamalarını emretmez, sadece kendisi tutar.

Şayet hilali gören kişiler bir topluluk/cemaat olurlar da büyük bir topluluk/cemaat teşkil etmedikleri için şahitlikleri kabul olunmazsa, hüküm yine aynıdır yani kendileri oruç tutarlar, halka oruç tutmalarını veya tutmamalarını söylemezler.

Burada “şer’î bir delil ile reddedilmesi”’nden murad; hilali gördüğünü söyleyen mükellef kişinin bu husustaki şahitliğinin kabul edilmeyişinin şer’î nedeni, ya fâsık olduğundan ya da yanıldığından dolayıdır. el-Kuhistânî’de, “gökyüzü bulutlu ise fâsıklığından dolayı şahitliği reddedilir, gökyüzü bulutlu değilse yalnız bir kişi olduğundan dolayı reddedilir” denilmiştir.

Burada “mutlak surette oruç”’tan murad; şer’î oruçtur. Zira “oruç, mutlak olarak” zikredilince şer’î oruç kastedilir. “Mutlak olarak oruç” demekle, “şahitliği Bayram hilali hususunda reddedilince o gün sadece yemekten ve içmekten geri durur, lakin orucunu da bozar” kavli reddedilmiş olur. Keza, “mutlak olarak oruç” demekle, “orucu gizlice bozar” kavli de reddolunmuştur. (Yani sonuçta gerek Ramazanın başlangıcı hilalinde gerek Ramazan Bayramı hilalinde, hilali gören kimsenin oruç tutması gerekmektedir.) (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)