Kadir gecesi ne zamandır? Kadir gecesi sene içerisinde mi yoksa Ramazan içerisinde mi dönmektedir? Kadir gecesi Ramazan içerisinde sabit bir günde midir yoksa değişmekte midir? Bir kimse Kadir gecesinden sonra kölesine “sen Kadir gecesi hürsün” yahut karısına “sen Kadir gecesi boşsun” derse hükmü ne olur? Bir kimse Ramazan girmeden önce kölesine “sen Kadir gecesi hürsün” yahut karısına “sen Kadir gecesi boşsun” derse hükmü ne olur? Kadir gecesinin faziletinden mahrum olmamak için sene içerisinde ne yapmak lazımdır?

SORU: Kadir gecesi ne zamandır? Kadir gecesi sene içerisinde mi yoksa Ramazan içerisinde mi dönmektedir? Kadir gecesi Ramazan içerisinde sabit bir günde midir yoksa değişmekte midir? Bir kimse Kadir gecesinden sonra kölesine “sen Kadir gecesi hürsün” yahut karısına “sen Kadir gecesi boşsun” derse hükmü ne olur? Bir kimse Ramazan girmeden önce kölesine “sen Kadir gecesi hürsün” yahut karısına “sen Kadir gecesi boşsun” derse hükmü ne olur? Kadir gecesinin faziletinden mahrum olmamak için sene içerisinde ne yapmak lazımdır?

CEVAP:

Kadir gecesi, ittifakla Ramazanla birlikte dönmektedir, yani ne zaman Ramazan bulunursa Kadir gecesi de bulunur. Üç İmamımızın yanında da Kadir gecesi Ramazana hastır. Lakin İmameyn’e göre Kadir gecesi Ramazandaki muayyen/belirli bir gecedir. İmam-ı Âzam’a göre ise muayyen/belirli bir gece değildir.

Bizim, “dönmektedir” (sözünün) tefsiri hakkında bu söylediğimize, el-Bahır’ın el-Kâfî’den naklettiği şu söz işaret etmektedir: “Kadir gecesi Ramazanda dönmektedir. Lakin (Ramazanın içinde Kadir gecesi İmam-ı Âzam’a göre) kimi (zaman) ileri gider, kimi (zaman) geri gelir. İmameyn’e göre ise (Kadir gecesi) Ramazanda olur, (ancak) ileri-geri gidip gelmeyip (belirli bir gündür).” Anla!

İhtilâfın semeresi, bir kimsenin (Kadir) gecesinden sonra kölesine “sen Kadir gecesi hürsün” yahut karısına “sen Kadir gecesi boşsun” dediğinde ortaya çıkar.

İmam-ı Âzam’a göre, gelecek (yani sonraki) Ramazan çıkmadıkça köle azad olmayıp, kadın da boş olmaz. Çünkü (“sen Kadir gecesi hürsün” yahut “sen Kadir gecesi boşsun” dediği) birinci Ramazanda Kadir gecesinin Ramazanın ilk gecesinde, sonraki (senenin) Ramazanında ise (Kadir gecesinin Ramazanın son gecesinde) olması ihtimali vardır. Şu halde, ilk Ramazan geçince bir şey vâki olmaz. Çünkü (birinci Ramazanda Kadir gecesinin Ramazanın ilk gecesinde olma) ihtimali vardır. İkinci Ramazan geçmedikçe de bir şey vâki olmaz. Çünkü (Kadir gecesinin Ramazanın son gecesinde olması ihtimali vardır). İkinci (Ramazan) da geçince, böylece (birinci veya ikinci Ramazandan) birisinde Kadir gecesinin bulunduğu (mevcut olduğu) tahakkuk etmiş olur (ve binaenaleyh o kimsenin söylediği vâki olur).

İmameyn’e göre ise, (“sen Kadir gecesi hürsün” yahut “sen Kadir gecesi boşsun” dediği Ramazandan sonra) gelen Ramazanın (Kadir) gecesi geçti mi, söylenen vâki olur. Yani Kadir gecesi Ramazanın ilk gecesi ise, (“sen Kadir gecesi hürsün” yahut “sen Kadir gecesi boşsun” sözünü söylediği Ramazandan sonra) gelecek Ramazanın ilk gecesinde vâki olur. Kadir gecesi Ramazanın ikinci gecesi ise gelecek Ramazanın ikinci gecesinde, üçüncü gecesi ise gelecek Ramazanın üçüncü gecesinde ilh… vâki olur. (İşte) böylece Kadir gecesi geçen Ramazanda tahakkuk etmiştir (mutlaka bulunmuştur), binaenaleyh İmameyn’e göre, (ilk gecesinde söylemişse), gelecek Ramazanın ilk gecesinde Kadir gecesinin vücudiyeti kesinlikle tahakkuk eder (zira tam bir Ramazan geçmiş olur).

O kimse (“sen Kadir gecesi hürsün” yahut “sen Kadir gecesi boşsun”) sözünü Ramazan girmeden söylemişse, o Ramazanın geçmesiyle, söylenenin vâki olması hususunda ihtilaf yoktur.

el-Muhit sahibi şöyle demiştir: “Fetva, İmam-ı Âzam’ın kavline göredir.” Lakin (İmam-ı Âzam’ın kavline göre amel etmeyi), yemin eden kişinin fâkih olması ve Ulemanın ihtilâfını bilmesi ile kayıtlamıştır (şartlandırmıştır). Aksi takdirde (yani yemin eden kişi fâkih olmayan ve Ulemanın ihtilâfını bilmeyen) avam ise, (bu durumda ona göre) Kadir gecesi Ramazanın yirmi yedinci gecesidir. Çünkü avam o geceye “Kadir gecesi” derler. Binaenaleyh (o kimsenin) yemini, kendince örf olan o geceye yorumlanır (hamlolunur). Nitekim o gece hakkındaki kavillerden biri de budur (yani Kadir gecesinin Ramazanın yirmi yedinci gecesi olduğudur) ki, hadislerden birçok delilleri vardır. İmam-ı Âzam bu (delillere) cevap vererek “bu (yani Kadir gecesinin Ramazanın yirmi yedinci gecesi olması), o sene idi” demiştir. Allah’u âlem!

TETİMME: Şarih’in (yukarıda “Ramazanla birlikte dönmektedir” diyerek) İmam-ı Âzam’dan naklettiği kavil, O’nun bir kavlidir. el-Bahır’da el-Hâniyye’den naklen açıklandığına göre, İmam-ı Âzam’ın meşhur olan kavli şudur: “Kadir gecesi bütün sene içerisinde döner. Bazen Ramazanda olur, bazen olmaz.”

Ben (İbn-i Âbidîn) derim ki: Ariflerin Sultanı Seyyidim Muhiddin Arabî’nin Fütûhât-ı Mekkiyye’deki şu sözü de bunu teyit eder: “İnsanlar Kadir gecesinde, yani onun zamanı hakkında ihtilâf etmişlerdir. Bazısı bütün senede döndüğünü söylemiştir. Ben de öyle diyorum. Çünkü onu bir defa Şabanda, bir defa Rabî’ ayında, bir defa da Ramazanda gördüm, onu ekseriyetle Ramazanda ve Ramazanın son on gününde görmüşümdür. Bir defa Ramazanın orta on gününde tek olmayan gecede, bir defa da (Ramazanın orta on günündeki) tek gecede gördüm. Yüzde yüz/yakînen biliyorum ki o, senenin içinde ayın tek ve çift gecelerinde dönmektedir.” Bu hususta Ulemanın daha başka sözleri de vardır ki, toplamı 46’yı bulmaktadır.

HÂTİME: Mi’râcü’d-Dirâye sahibi şöyle demiştir: “Bilmelisin ki Kadir gecesi faziletli bir gecedir. O gecenin aranması müstehaptır. O, bütün senenin gecelerinden faziletlidir. O gecede yapılan bir amel, başka gecede yapılandan bin kat daha hayırlıdır. Rivayete göre Saîd b. Müseyyeb, “Kadir gecesinde kim yatsı namazında bulunursa, muhakkak ondan nasibini almıştır” demiştir. İmam Şafii ise, “kim yatsı ve sabah namazlarında bulunursa” demiştir. Müminlerden Allah’ın dilediği kimseler (Kadir gecesini) görürler, Mâlikîlerden Mühelleb’in, “onu hakikatiyle görmek mümkün değildir” dediği rivayet olunmuşsa da bu hatadır. O geceyi görenin, gizlemesi ve Allah Teâlâ’ya samimiyetle dua etmesi gerekir.”

Allahım! Biz senden, sözde ve amelde ihlâs, ecel geldiğinde güzel hâtime ve son nefeste yardım dileriz Ey Celâl ve İkram Sahibi! Hamd, bütün hayırlı işler nimeti ile tamam olan Allah’adır! Allah, Efendimiz’e, O’nun Âl ve Ashâbına sâlat ve selâm eylesin! (İbn-i Âbidîn) (İbn-i Âbidîn, Oruç Bahsi)