Kadının Âdetli iken Kur’ân okuması, ezberlemesi, öğrenmesi ve öğretmesi caiz midir?

SORU: Kadın Hayızlı/Âdetli iken Kur’ân okuyabilir, ezberleyebilir, öğrenebilir, öğretebilir mi? Böyle bir fetva var ise hangi mezheptedir?

CEVAP:

Kadınların özel hallerinde Kur’an okumalarına dair mezhep âlimlerimiz değişik görüşler beyan etmişlerdir.

 

a) Hanefî mezhebi:

1- Hayızlı bir kadının kunût duasını okuması, ezanı takip etmesi, zikir ve tesbihatta bulunması, Kur’ân’daki dua âyetlerini veya Fâtihâ sûresini dua niyetiyle okuması caizdir.

2- Hayızlının Kur’ân’a bakması, hece hece, kelime kelime Kur’an öğretmesi caizdir.

3- Hayızlının cami ve mescitlere -sığınacak başka bir yer yoksa hırsızdan veya soğuktan korunmak, su bulamadığı takdirde su almak gibi zaruri durumlar hariç- girmesi veya damına çıkması caiz değildir.

4- Hayızlının cenaze ve bayram namazı için tahsis edilen yerlere girmesi caizdir.

5- Hayızlının kabir ziyaretinde bulunması caizdir.

6- Hayızlının Kâbe’yi tavaf etmesi caiz değildir.

7- Hayızlının Mushaf’a yani Kur’ân’a el sürmesi caiz değildir. Ancak Mushaf’a yapışık bulunmayan kılıf, kutu, kese, çanta, torba veya başka bir şeyle örneğin bez parçası vs. ile tutmaları caizdir. Elbiseleriyle tutmaları ise mekruhtur. Kur’ân’ı öpmeleri veya başlarının üzerine koymaları da caiz değildir.

8- Hayızlının tefsir kitaplarına dokunması mekruhtur. Hadis ve fıkıh kitaplarına dokunması ise caizdir; ancak dokunmaması daha evlâdır.

9- Üzerinde tam bir âyet yazılı bulunan levha, para, süs eşyası vb. şeylere abdestsiz bir kimsenin dokunamayacağı gibi hayızlı da dokunamaz, el sürmesi caiz değildir. Ancak burada bir ayrıntı vardır: Hayızlı bir kadın, bu tür eşyaların âyet yazılı olan yerlerine el süremez ancak yazılı olmayan diğer yerlerine dokunabilir.

Üzerinde zikrullah lafızlarından biri yazılı olan eşyaya dokunmalarında ise bir sakınca yoktur.

10- Hayızlının, üzerinde âyet yazılı levha ve kâğıt gibi şeyleri taşıması ve üzerinde bulundurması da caiz değildir. Ama bunları bir ipe bağlayarak üzerinde taşıyabilir.

 

b) Malikî mezhebi:

1- Hayızlı olan (aybaşı halindeki)  bir kadının; talim söz konusu olduğunda, yani öğrenci/talebe veya öğretici/hoca olma durumunda Kur’an okuması, Kur’ân’a el sürmesi veya tutması caizdir.

2- Bununla beraber hayızlı olan (aybaşı halindeki) kadında cünüplük hali bulunmaması gerekir. Şayet hayızlı olan (aybaşı halindeki) bu kadın cünüp olursa, yıkanması gerekir. Cünüplükten temizlendikten sonra hayız hali devam etse bile talim için Kur’an okuyabilir.

3- Hayız (aybaşı) hali sona erdikten sonra kadın, gusül abdesti alıncaya kadar Kur’an okuyamaz. Zira talim için okumayı caiz kılan zaruret hali, yani âdeti sona ermiştir.

 

Sonuç olarak;

Hayızlı olan (aybaşı halindeki)  kadın, Kur’ân öğrenme veya öğretme durumunda zaruretten dolayı Malikî mezhebini taklit edebilir, bu mezhebin hükmüyle amel edebilir. Zamanımızda Kur’ân eğitimindeki zorluk; hıfzı muhafaza; bu eğitimin önündeki engeller; kısıtlı zaman, mekân, öğrenci vb. illetler bu mezhep ile amel etmeyi iktiza etmiştir.

Hayızlının Kur’ân’a dokunması veya okuması için verilen bu cevaz sadece öğrenme veya öğretme anlarında/vakitlerinde veya bunlarla alakalı olan; ödev yapma, verilecek derse hazırlık yapma, tekrar etme gibi durumlara has olup bu zamanlarda kullanılmalıdır. “Zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur” kaidesine binaen, zikredilen bu durumların dışında kullanılmamalıdır. Zira bu meselede bu fetva, zaruretten dolayı verilmiştir.

(İbn-i Âbidîn (Hanefî); Zuhaylî (Dört Mezhep); Hidâye (Hanefî); İhtiyâr (Hanefî); Nûru’l-Îzâh (Hanefî); Kevâkibu’d-Durriyye fî Fıkhı’l-Mâlikiyye (Mâlikî); Hâşiyetü’d-Düsûkî ale’ş-Şerhi’l-Kebîr (Mâlikî); Mevâhibu’l-Celîl fî Şerhi Muhtasarı’ş-Şeyh Halîl (Mâlikî); Minehu’l-Celîl Şerhu Muhtasar Halîl (Mâlikî) ve Müdevvene (Mâlikî))