SORU: İslam Büyüklerinin Kur’ân İslamcıları hakkında sözleri var mıdır?
CEVAP:
1- “Kur’ân-ı Kerim’i kendi reyimle, kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler?” (Hz. Ebubekir r.a)
2- Tâbiîn’den Eyyüb es-Sihistiyâni (rh.a) şöyle demiştir: “Bir kişi hadisle, sünnetle konuştuğu zaman (diğer bir kişi) “onları bırak bize Kur’ân yeter Kur’ân’dan konuş diyorsa”, iyi bil ki o kişi hem sapık/dalalette hem de saptırıcıdır/dalalete götürücüdür…”
3- “Kur’ân’dan kendi aklı ile kendi düşüncesi ve bilgisi ile mana çıkaran kâfirdir…” (İmam-ı Rabbani; Mektubat)
4- Zübeyr b. Avvam (r.a) oğluna şu tavsiyede bulunmuştur: “Sana karşı koyanlara karşı Kur’ân’la mücadele etme. Onları iknaya güç yetiremezsin. Sünnet’e sarılmaya bak…”
5- Hz. Ali (r.a) Haricîlerle konuşmak üzere gönderdiği Abdullah İbn-i Abbas (r.a)’a; “Onlarla/Haricîlerle münakaşa ederken Kur’ân’dan delil getirme” buyurur. Abdullah İbn-i Abbas (r.a); “Niçin ey Müminlerin Emiri? Ben Kur’ân’ı onlardan daha iyi bilirim. Kur’ân bizim hanelerimizde nazil oldu” der. Hz. Ali (r.a); “Doğru söylüyorsun, ancak Kur’ân ayetleri çok anlamlı bir yapıya sahiptir. Buna göre sen bir ayet okursun, onlar da kendi davalarını destekleyecek bir ayet okur. Sünnetlerden delil getir. Sünnetlerden delil ve tevil yoluyla kaçamazlar” buyurur…
Tarihi kaynaklar, “hakem tayin etme ve verdiği hükme razı olma meselesi etrafında cereyan eden” Haricîlerle yapılan bu münakaşada Abdullah İbn-i Abbas (r.a)’ın Sünnet ve sîretten (hadislerden ve Peygamber (s.a.v)’in uygulamalarından) deliller getirerek binlerce Haricî’nin tövbe edip Hz. Ali (r.a)’ın safına geçmesini sağladığını kaydeder…
Son olarak…
Ehlisünnet olmayan, itikadı bozuklara karşı tutunulacak tavırla alakalı büyük Allah dostu Sehl b. Abdullah Tüsterî (rh.a) şöyle demiştir:
“İmanını sahih eden, tevhidini de ihlaslı kılan, Allah’a (cc) has kılan kimse hiçbir itikadı bozuk ile ünsiyet kuramaz, onlarla oturup kalkamaz, yiyip içemez, arkadaşlık edemez. Ona düşmanlık ve kinini izhar eder, gösterir…
Ehlisünnet olmayan itikadı bozuk kimseye yağ çeken, iltifat eden kimseden Allah (cc) Sünnetin tadını alma nimetini çeker alır…
Dünyalık yahut dünyevi bir izzet maksadıyla itikadı bozuk olanlara yönelen kimseyi Allah (cc) rezil rüsvay eder, onu o zenginlikle (ehlisünnet olmayan kimselerle ile birlikte olup elde ettiği dünyalıkla) birlikte fakir bırakır, ehlisünnet olmayan kimseye gülen kimsenin kalbinden Allah (cc) imanın nurunu çekip alır…
Kim dediklerime inanmazsa, tasdik etmezse, buyursun denesin, tecrübe etsin…”