عَنِ الْمِسْوَرِ أَنَّهُ بَعَثَ إِلَيْهِ حَسَنُ بْنُ حَسَنٍ يَخْطُبُ ابْنَتَهُ فَقَالَ لَهُ: قُلْ لَهُ فَيَلْقَانِي فِي الْعَتَمَةِ قَالَ: فَلَقِيَهُ فَحَمِدَ اللّٰهَ الْمِسْوَرُ وَأَثْنٰى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ: أَمَّا بَعْدُ وَأَيْمُ اللّٰهَ مَا مِنْ نَسَبٍ وَلَا سَبَبٍ وَلَا صِهْرٍ أَحَبُّ إِلَيَّ مِنْ نَسَبِكُمْ وَسَبَبِكُمْ وَصِهْرِكُمْ وَلٰكِنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: فَاطِمَةُ بِضْعَةٌ مِنِّي يَقْبِضُنِي مَا يَقْبِضُهَا وَيَبْسُطُنِي مَا يَبْسُطُهَا وَإِنَّ الْأَنْسَابَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ تَنْقَطِعُ غَيْرَ نَسَبِي وَسَبَبِي وَصِهْرِي. وَعِنْدَكَ ابْنَتُهَا وَلَوْ زَوَّجْتُكَ لَقَبَضَهَا ذٰلِكَ فَانْطَلَقَ عَاذِرًا لَهُ
12.HADİS
Misver (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre; Hasan b. Hasan, kızını istemek üzere kendisine birini gönderdi. Ona: “Ona söyle, benimle Ateme’de buluşsun” dedi. (Ravi) dedi ki: Onunla (Ateme’de) buluştu. Misver Allah’a hamd ve sena etti (ve) sonra: “Bundan sonra (derim ki); Allah’a yemin olsun ki bana sizin nesep, sebep ve hısımlığınızdan daha sevgili bir nesep, sebep ve hısımlık yoktur. Fakat Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ‘Fâtımâ benden bir parçadır. Onu sıkan Beni de sıkar, onu sevindiren Beni de sevindirir. Benim nesebim, sebebim ve hısımlığım hariç, kıyamet günü nesep (bağları) kesilir.’ Senin yanında O’nun kızı var. Ve eğer ben sana (kızımı) nikâhlarsam, (bu) onu sıkar” dedi ve ona özür beyan ederek ayrıldı… (Hâkim, Müstedrek, Ma’rifetu’s-Sahâbe)