Hadislerle Hz. Ali’nin fazileti… Hadis -32-

 

عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ: دَعَانِي رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: يَاعَلِيُّ إِنَّ فِيكَ مِنْ عِيسَى عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ مَثَلًا أَبْغَضَتْهُ الْيَهُودُ حَتَّى بَهَتُوا أُمَّهُ وَأَحَبَّتْهُ النَّصَارَى حَتَّى أَنْزَلُوهُ بِالْمَنْزِلِةِ الَّتِى لَيْسَ بِهَا قَالَ: وَ قَالَ عَلِيٌّ: أَلَا وَأَنَّهُ يَهْلِكُ فِيَّ مُحِبٌّ مُطْرِيٌّ يُقَرِّظُنِي بِمَا لَيْسَ فِيَّ وَمُبْغِضٌ مُفْتَرٍ يَحْمِلُهُ شَنَآنِي عَلَى أَنْ يَبْهَتَنِي، أَلَا وَأَنِّي لَسْتُ بِنَبِيٍّ وَلَا يُوحَى إِلَيَّ وَلَكِنِّي أَعْمَلُ بِكِتَابِ اللَّهِ وَسُنَّةِ نَبِيِّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا اسْتَطَعْتُ فَمَا أَمَرْتُكُمْ بِهِ مِنْ طَاعَةِ اللَّهِ تَعَالَى فَحَقٌّ عَلَيْكُمْ طَاعَتِي فِيمَا أَحْبَبْتُمْ أَوَكَرِهْتُمْ وَمَا أَمَرْتُكُمْ بِمَعْصِيَةٍ أَنَا وَغَيْرِي فَلَا طَاعَةَ لِأَحَدٍ فِي مَعْصِيَةِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ إِنَّمَا الطَّاعَةُ فِي الْمَعْرُوفِ

32.HADİS

Ali (r.a)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v) beni çağırdı ve (şöyle) buyurdu: “Ya Ali, sende İsa (a.s.)’dan bir misal (ona benzeyen bir yön) vardır. Yahudiler ona (öyle) buğzettiler ki, ta ki annesine (zina) iftirasında bulundular. Hıristiyanlar da (öyle) sevdiler ki, ta ki onu, olmadığı bir konuma (dereceye) getirdiler.” (Ravi devamla) dedi ki: (Sonra Ali) şöyle dedi: “Dikkat ediniz! Benim hakkımda (iki kimse) helak olur. (Birincisi); methedip övmede aşırıya kaçan sevendir ki, beni bende olmayan şeylerle över. (İkincisi); buğzedip iftira atandır ki, bana olan kini onu bana iftira etmeye götürür. Dikkat ediniz! Ben bir peygamber değilim ve bana vahiy de gelmiyor. Lakin ben gücüm yettiği kadar Allah’ın kitabı ve O’nun Nebîsi (s.a.v)’in sünneti ile amel ediyorum. Allah Teâlâ’ya taat olan bir şeyi size emrettiğimde sizin üzerinize hak olan (gereken), sevdiğiniz husus da olsa sevmediğiniz husus da olsa bana itaat etmenizdir. Başkası veya ben, size masiyet olan bir şeyi emrettiğimde, (biliniz ki) Allah azze ve celleye isyan olan (bir hususta) hiç kimseye itaat yoktur. Taat ancak maruf olan (işlerde) olur…” (Hâkim, Müstedrek Ale’s-Sahîhayn, Ma’rifetü’s-Sahâbe, Zikru İslami Emîri’l Mu’minîne Ali)