SORU: Şayet bulunan definenin veya eşyanın üzerinde küfür alameti yani gayr-i Müslimlere ait olduğuna dair bir işaret veya alamet bulunursa hükmü nedir? Bulunan define, para, silah, alet, ev eşyası, yüzük taşları ve kumaş gibi malların üzerinde gayr-i Müslimlere ait olduklarına dair bir alamet bulunursa, bu mallardan beşte bir’in devlete verileceğini öğrendik. O halde bu beşte bir’den geriye kalanı kimin alacağını açıklayınız…
CEVAP:
a) Bulunan define, (para, silah, alet, ev eşyası, yüzük taşları ve kumaş gibi malların) üzerinde küfür alameti yani gayr-i Müslimlere ait olduğuna dair bir işaret veya alamet bulunursa, bu mallardan beşte bir (devlete/beytü’l-mal’a) verilir…
Gayr-i Müslimlere ait olduğuna dair alametten maksat, put nakşedilmesi veya bilinen krallarından birisinin isminin bulunması gibi şeylerdir. Böyle olan bir define, ister bulan kişinin kendi arazisinde, ister başkasının arazisinde, ister mübah bir arazide olsun beşte bir alınır. Bu hususta İmamlarımız arasında ihtilaf yoktur. Çünkü define hanenin/evin cüzlerinden değildir, binaenaleyh ondan beşte bir almak mümkün olmuştur. Daha önce açıklandığı üzere madenler böyle değildir…
b) Beşte bir (devlete) verildikten sonra geriye kalanın kime verileceği hususunda bakılır;
1- Şayet definenin bulunduğu arazi bir kimsenin mülkü altında bulunur, arazi sahibi de arazinin kendisinin olduğunu iddia ederse (yani sahiplenir ve ispat ederse), beşte bir’den geri kalan arazi sahibinin olur…
2- Şayet definenin bulunduğu arazi bir kimsenin malı olur, (lakin sahibi bilinmez veya) arazi sahibi bu arazinin mülkü olduğunu iddia etmezse, İmam Ebû Yusuf’a göre beşte bir’den geriye kalan, defineyi bulanındır ve fetva da buna göredir…
3- Şayet definenin bulunduğu arazi, dağ ve sahra/ova/kırsal alan gibi bir kimsenin mülkü olmayan bir arazi ise, bu define maden gibi olup, beşte bir vermek gerekir. Beşte bir’den geriye kalan ise defineyi bulanın olur. Bu defineyi bulan, zimmî, köle, çocuk veya kadın olsun farketmez, define bulanın olur. Çünkü bunlar da ganimet ehlindendirler. Ancak bundan harbî (yani İslam memleketine pasaportla giren gayr-i Müslim kişi) müstesna olup, o, bulduğu bu defineden hiçbir şey alamaz. Lakin harbî ile devlet başkanı antlaşma yaparlar ve bir kimsenin mülkü olmayan çöl/ova/kırlarda harbî define bulursa, aralarında konuşulan şartlar ne ise ona göre (harbî’ye pay verilir), şartlar yerine getirilir. Harbî, bir kimsenin mülkü olan arazide define bulursa, bu define arazi sahibinin olur…
Aynı bahiste bu hususta şunlar da zikredilmiştir: Şayet definenin bulunduğu arazi bir kimsenin mülkü altında bulunursa, bu define o yer fethedildiğinde devlet başkanının o araziyi verdiği ilk kişiye aittir. Eğer bu kişi yok ise, mirasçılarına verilir. Eğer bu belde fethedildiğinde devlet başkanının bu araziyi verdiği ilk sahibi bilinmezse, define, ulaşılabilinen en uzak sahibine veya onun mirasçılarına yahut beytü’l-mal’a verileceğini söyleyenler de olmuştur…
Definenin, arazinin ilk sahibine verilmesi hususundaki kaide şudur ki,“define, araziye konulmuş (gömülmüştür). Bu araziye ilk sahip olan kişi, araziye içindekilerle (yani yerin altındakilerle) birlikte malik olmuştur. Bu araziyi satmakla, arazinin içindekiler (yani yerin altındakiler) mülkiyetinden çıkmaz, tıpkı karnında inci bulunan balık gibi ki, balığı avlayan kişinin balığı satmasıyla karnındaki inciyi de satmış olmayıp, inci, balığı avlayanın olur… (İbn-i Âbidîn, Zekât Bahsi)