DOKSAN YEDİNCİ MENKIBE
(Hz. Pîr’in Sağ Yanında Şeriat Denizi, Sol Yanında Hakikat Denizi Olduğu… İster Hayattayken İster Vefatından Sonra Olsun Bağdat’a Girildiğinde Şeyh Abdulkadir’in Ziyaretinden Önce Hiç Bir Şey Yapılmayacağı… Zamanında Yaşayan Irak Şeyhlerinden Bir Çoğunun, Medresesinin Eşiğini Öptükleri)
Büyük Şeyh, Ârif Billâh, Azametli Efendim Şeyh Ahmet b. Ebû Hasan Rifâî’den rivayetle, dedi ki:
– Şeyh Abdulkadir’in şeriat denizi sağ yanında, hakikat denizi de sol yanında idi. Hangisinden isterse ondan avuçlar (alırdı).
(Yine) dedi ki:
– İster hayattayken ister vefatından sonra olsun, Bağdat’a girdiğinizde Şeyh Abdulkadir’in ziyaretinden önce hiç bir şey yapmayınız. Ona (şu söz üzere) biat edildi: Hâl ehlinden her kim Bağdat’a girer de onu ziyaret etmezse, ondan hâli çekilip alınır, ölümünden önce olsa bile…
——————————-
Şeyh Ebû Amr Osman Sayrafînî’den rivayetle, dedi ki:
– Şeyh Bekâ, Şeyh Ali b. Hîtî ve Şeyh Ebû Said Kaylevî -Allah onlardan razı olsun- Şeyh Abdulkadir (r.a)’ın medresesine geliyorlardı da (Şeyh) onlara:
– Oturun, diyordu ve onlar da:
– Bize eman var mı? diyorlardı. (Şeyh):
– Size eman var (girebilirsiniz), derdi. Böylece (içeri girer ve) gayet edepli şekilde otururlardı. Onlardan her kim gelse, onun huzurunda örtüyü kaldırırdı, örtüyle bineğe binse ve birkaç adım atsa (bile yine örtüyü kaldırırlardı). (Şeyh de) onları bundan nehyederdi de onlar:
– Bilakis bununla Allah Teâlâ’nın marifetine erişilir, derlerdi…
———————————
(Ravi) Dedi ki:
– Şeyh Abdulkadir (r.a)’a muasır olan (aynı zamanda yaşayan) Irak Şeyhlerinden birçoğunun, O’nun medresesinin kapısına vardıklarında eşiğini öptüklerini görürdüm. Bağdat’ın ileri gelenlerinin şu manada şiir söylediklerini işitirdim.
Kralların taçları kapısında rekabete tutuştu,
Selam zamanı onların rekabeti daha da şiddetlenir.
Onu uzaktan gördüğünde (taçlar) ayaklar altına alınır,
Ayaklar altına almayı, bilerek yapmasa da…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)