SEKSEN DÖRDÜNCÜ MENKIBE
(Hz. Pîr’in Sultana Şarap Götüren Kafiledeki Hayvanlara Emredip Durdurması, Şarabı Sirkeye Çevirmesi ve Kafiledekilerin ve Sultanın Tevbe Etmesi)
Evliyaların kutbu, rehber, yüce şeref ve kerem sahibi celil Şeyh Muhyiddin Abdulkadir Cîlî’nin evladı Asil Şeyh Abdurrezzak’tan rivayetle, dedi ki:
– Babam bir gün, ben ve kardeşlerim Abdulvahhab ve İsa da beraberinde iken Cuma namazına çıktı. Yolda bize, Sultana ait üzerinde mahfil bulunan üç tane şarap (yüklü deve) rastladı. Onların (şarap) kokuları etrafa yayılmış ve yoğunlaşmıştı. O (şaraplarla) beraber divan üyeleri ve polis müdürü de vardı. Şeyh onlara:
– Durun, dedi. Fakat durmadılar. Sevki, (hayvanları sürüp götürmeyi) süratlendirdiler. Bunun üzerine Şeyh hayvanlara:
– Dur, dedi. (Hayvanlar) da hemen oldukları yerde durdular, sanki cansız varlıklarmış gibi (oldular). Onlar da hayvanları şiddetli şekilde dövmeye (başladılar), lakin (yine de) yerlerinden hareket etmediler. Sonra (o adamlar) bağırsaklarından şiddetli ağrıya tutuldular ve karın ağrısından yerde sağa sola dönerek (debelenmeye) başladılar. Dayanamayıp Şeyh’e feryat ettiler ve tevbe ve istiğfarda bulundular. Hemen o vakit onlardan ağrı gitti, şarap kokusu da sirke kokusuna dönüştü. Kapları açıp baktılar ki onlarda sirke var. Böylece hayvanlar yürümeye (başladı). (Bunu görünce) insanların sesleri feryatlarla yükseldi. (Sonra) Şeyh Camiye gitti. (Olanların) haberi de Sultana ulaştı ve korkudan ağladı, bütün haram olan şeyleri terk etti ve Şeyh’in ziyaretine geldi. (Şeyh’in) huzurunda küçülmüş ve mütevazı hâlde oturuyor idi…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)