ELLİ SEKİZİNCİ MENKIBE
(Hz. Pîr’in Sadakayı Kime Vereyim Diyen Kimseye Cevabı, Kalbi Kırık Bir Fakirin İhtiyacını Gidermesi)
Şerif Ebû Abdullah Muhammed b. Hüseynî’den rivayetle -Allah Teâlâ ona rahmet etsin- dedi ki:
– Babam bana haber verip dedi ki:
– Ben Efendim Şeyh Muhyiddin Abdulkadir (r.a) ile birlikte Cuma günü camideydim. Bir tacir geldi ve;
– Benim yanımda zekât haricinde malım var. Onu fakirlere ve miskinlere vermek istiyorum. (Fakat) onu verecek kimse bulamadım (kime vereceğimi bilemedim). Bana emret de onu senin istediğin (kimselere) vereyim, dedi. Bunun üzerine Şeyh:
– Onu hak edene de, etmeyene de ver. Allah’ta sana hak ettiğin ve etmediğin (ecri) versin, dedi…
—————————
(Ravi) dedi ki:
– (Şeyh) kalbi kırık bir fakir gördü. Bunun üzerine ona:
– Ne oldu (halin nedir)? dedi. (O):
– Bugün sahile (kıyıya) uğradım ve bir kayıkçıdan beni karşı tarafa taşımasını (geçirmesini) istedim, o da reddetti. Bunun üzerine kalbim kırıldı, dedi. Fakir daha henüz sözünü tamamlamadan, içinde Şeyh’e ait otuz dinar (altın) bulunan bir keseyle içeri bir adam girdi ve Şeyh o fakire:
– Bu keseyi al, onu kayıkçıya götürüp ver ve ona: “(Bundan böyle) ebediyen hiçbir fakiri geri çevirme” de, dedi. (Sonra) Şeyh gömleğini çıkarttı, fakire verdi ve tekrar ondan yirmi dinara geri satın aldı… Allah bizi ondan istifade ettirsin…
(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)