53. Menkıbe… Hz. Pîr der ki: Kim bir sıkıntıda iken benden yardım isterse o sıkıntı ondan kaldırılır. Kim bir hacet için benimle Allah’a tevessülde bulunursa ihtiyacı giderilir

 

ELLİ ÜÇÜNCÜ MENKIBE

(Hz. Pîr Der ki: Kim Bir Sıkıntıda İken Benden Yardım İsterse O Sıkıntı Ondan Kaldırılır. Kim Bir Hacet İçin Benimle Allah’a Tevessülde Bulunursa İhtiyacı Giderilir)

Şeyh Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’ın bazı ashabından rivayetle dedi ki:

– “Neysebur” -(Ravi) veya “Hovarzam” dedi-  yolunda, sahrada, korkudan dolayı kardeşin kardeşe bile emniyet veremediği korkutucu bir yere geldik. Dedi ki:

– Gecenin başlarında develere (yükleri) yüklediğimizde, şeker yüklü dört deveyi kaybettim. Aradım fakat onları bulamadım. Kafile gitti, ben ise develeri aramak (için) kafileden ayrıldım. Hamal da peşimden geldi ve benimle beraber kaldı (aramaya koyuldu). Onu (kaybolan develeri) aradık fakat bulamadık. Fecir doğduğunda ve Şeyh’in yani Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’ın; “Eğer bir sıkıntıya düşersen hemen beni çağır, muhakkak o (sıkıntı) senden kaldırılır”, sözünü hatırladım ve “Ey Şeyh Abdulkadir! Develerim”, dedim. Sonra güneşin doğduğu yöne döndüm ve fecir ilk doğduğu andaki ziyasında bir tepeciğin üzerinde bir kimse gördüm. O (kişi) bana yeni ile işaret ediyor, yani gel diyordu. Dedi ki:

– O tepeye çıktığımızda kimseyi görmedik. Sonra dört deveyi tepeciğin altında, vadide çökmüş halde gördüm. Böylece onları aldık ve kafileye yetişip katıldık.

Ebû Muâlî dedi ki:

– (Bu olay üzerine) Şeyh Ebu Hasan Habbez’e geldim -Allah Teâlâ ona rahmet etsin- ve bu olanları ona anlattım. Dedi ki:

– Efendim Şeyh Ebu Kasım Ömer Bezzar’ı işittim o şöyle diyordu:

– Efendim Şeyh Muhyiddin Abdulkadir (r.a)’ı işittim şöyle diyordu:

– Kim bir sıkıntıda iken benden yardım (imdat) isterse o sıkıntı ondan kaldırılır… Kim bir zorluk anında beni ismimle çağırırsa o zorluktan kurtulur… Kim bir hacet için benimle Allah -azze vecelle’ye- tevessülde bulunursa (beni vesile ederek isterse) o (ihtiyacı) giderilir… Kim her rekâtta fatihadan sonra on bir defa ihlâs suresini okuyarak iki rekât namaz kılar, selam (verdikten) sonra Rasûlullah (s.a.v)’i zikreder ve salavat getirir, sonra Irak’a doğru on bir adım atar, ismimi anar ve hacetini zikrederse Allah Teâlâ’nın izniyle muhakkak (ihtiyacı) giderilir…

(Hulâsatu’l-Mefâhir fî Menâkıbı’ş-Şeyh Abdulkâdir)